16 Eylül 2016 Cuma

MONDROS MÜTAREKESİ


Birinci Dünyâ harbinden sonra Osmanlı Devleti’yle İtilâf devletleri arasında 30 Ekim 1918’de Limni adasındaki Mondros limanında demirli bulunan Agememnon İngiliz zırhlısında imzalanan ateşkes andlaşması.
Sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın tahttan indirilmesinden sonra, İttihâd ve Terakkî iktidara geldi. İttihâd ve Terakkî ileri gelenleri, maceracı isteklerini tatmin etmek ve Rusya, İngiltere ve Fransa’dan meydana gelen İtilâf devletleri karşısında Almanya’nın yükünü hafifletmek için Osmanlı Devleti’ni Birinci Dünyâ harbine soktular. Osmanlı Devleti Almanya, Avusturya ve Macaristan üçlüsü ile ittifak kurmak suretiyle, İtilâf devletlerinin karşısında harbe girdi. Kafkasya, Irak, Sûriye-Mısır ile Çanakkale cephelerinde harbe giren Osmanlı Devleti yüz binlerce müslüman-Türk evlâdını şehîd verdi. Rusya 1917’de Bolşevik ihtilâlinin zuhur etmesiyle savaştan çekildi. Bu durum İtilâf devletlerinin aleyhine oldu. Bu dönemde bütün devletlerde bir yorgunluk ve bıkkınlık başgösterdi. Rusya ile Brestlitovsk andlaşmasını imzalayan Osmanlı Devleti, doğudaki topraklarını istilâdan kurtardı. 1917 Hazîran’ında Yunanistan, îtilâf devletleri safında savaşa girdi. Ayrıca 1918 yazı sonlarına doğru îtilâf devletleri bütün cephelerde umûmî bir taarruza geçtiler. İttifak devletleri yanında savaşa giren Bulgaristan, Fransız taarruzları karşısında yenilince, mütâreke isteyerek savaştan çekildi. Böylece Almanya’nın doğuya açılan yolu kesildi. İstanbul ise, Trakya yönünden gelebilecek bir saldırıya açık duruma geldi. Sayısı dokuza çıkan ve uzaklarda çarpışan Osmanlı orduları da cephane ve gıda sıkıntısı yüzünden yorgun ve bitkin bir hâle geldi. Gerek bu durum, gerekse Suriye cephesindeki mağlûbiyet, yıllardır zafer vadiyle aldatılan millete İttihâd ve Terakkî siyâsetinin başarısızlığını gösterdi. Savaşa devam etmekte hiç bir fayda yoktu. Mart 1918’de sadrâzam olan İttihâd ve Terakkî’nin ileri gelenlerinden Talat Paşa, mütârekeyi imzalayacak bir hükümetin kurulmasına imkân vermek için, 7 Ekim 1918’de sadrâzamlıktan istifa etti. Sadrâzam olan Ahmed İzzet Paşa, Bağdâd-Kerkük arasındaki Küt-ül-Amare’de Osmanlılarca esir alınan ve Büyükada’daki kampta bulundurulan İngiliz generali Towshend aracılığıyla Londra’ya baş vurarak mütâreke istedi. İngiltere mütâreke teklifini kabul etti. Bunun üzerine Limni adasının Mondros limanında demirli bulunan Agememnon ismindeki İngiliz zırhlısında mütâreke (ateşkes) görüşmelerine başlandı. Görüşmelerde İngiltere’yi, Akdeniz donanması başkumandanı visamiral Calthorpe, Osmanlı Devleti’ni ise, bahriye nâzırı Rauf Bey (Orbay), Hâriciye nâzırı müsteşarı Reşat Hikmet Bey ile erkân-ı harb kaymakamı Sâdullah beyler temsil ettiler. Pâdişâh sultan altıncı Mehmed Vahîdeddîn Han, Dâmâd Ferîd Paşa’yı bu hey’etin başında göndermek istediyse de, sadrâzam ve vekillerin karşı çıkmaları üzerine vazgeçti. Pâdişâh, gidecek murahhaslara (delegelere); “Hilâfet, saltanat ve hânedân hukukunun korunmasını, bâzı eyâletlere verilecek muhtariyetin sâdece idarî olup, siyâsî olmamasını; siyâsî muhtariyetin, âlem-i İslâm’a ihanet sayılacağını tenbîh ediniz” diye söylemesini sadrâzamdan istedi. Pâdişâh’ın bu arzusu üzerine sadrâzam; “Biz şimdi mütâreke akdediyoruz, muahede değil. Bunları muahede müzâkerelerinde düşünürüz” diye cevap verdi.
24 Ekim 1918’de gece yarısından sonra bir vapurla Mondros’a hareket eden hey’etin mütâreke görüşmeleri dört gün sürdü. İmzalanan bu andlaşmayla, dört seneden beri büyük bir mahrumiyetle devam eden ve milyonlarca müslüman-Türk evlâdının şehid olmasına sebeb olan harbe son verildi.
İngiltere hükümeti, müttefiki Fransa’ya bile haber vermeden Akdeniz başkumandanı visamiral Arthur Calthorpe (Kaltrop)’a Londra’dan telsizle bildirdiği yirmi beş maddelik Mondros mütârekesini Osmanlı temsilcilerine dikte ettirerek hiç bir îtirâza yer vermiyecek şekilde imzalattı. Osmanlı târihinde görülmemiş bir esaret ve teslim oluş vesikası olan bu mütârekenin imzalanmasını tâkib eden günlerde keyfî idareleri, ikbâl ve makam hırsları sebebiyle, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasına sebeb olan İttihâd ve Terakkî’nin, üç paşası Talât, Enver ve Cemâl paşalar ile diğer ileri gelenleri yurt dışına kaçtılar.
Sâdece Birinci Dünyâ harbine değil, batılı devletlerin tabiriyle 618 senelik Büyük Türk Devleti’ne de son veren yirmi beş maddelik Mondros mütârekesinin maddeleri özetle şunlardır:
1- Karadeniz’e geçişi sağlamak üzere boğazlar açılacak ve geçiş güvenliği için Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki istihkâmlar îtilâf devletleri tarafından işgal edilecek. 2-3- Osmanlı sularındaki bütün mayın tarlaları ve öteki engeller gösterilecek; bunların taranmasına ve kaldırılmasına yardım edilecek. 4- İtilâf devletleri tebeasından olan esirlerle, Ermeni esirleri İstanbul’da toplanacak ve kayıtsız şartsız îtilâf devletlerine teslim edilecek. 5- Sınırların korunması ve içgüvenliğin sağlanması için taraflarca kararlaştırılacak gerekli sayıda askerî kuvvetten fazlası, hemen terhis olunacak ve bunların silâh, cephane ve teçhizatı îtilâf kuvvetlerine teslim edilecek. 6- Emniyeti sağlamakla vazifeli tekneler dışındaki bütün Osmanlı savaş gemileri belirlenerek îtilâf kuvvetlerine teslim edilecek ve Osmanlı limanlarından dışarı çıkmayacak. 7- îtilâf devletleri güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik bölgeyi asker çıkarmak suretiyle işgal edebilecek. 8-9- Osmanlı Devleti’nin bütün liman ve tersaneleri îtilâf devletleri gemilerinin faydalanmasına açık bulundurulacak. 10- Toros tünelleri îtilâf devletlerince işgal edilecek; (böylece güneydeki Türk kuvvetlerinin geri çekilmesini önlemek ve Güney Anadolu’yu işgal öngörülüyordu). 11- Kafkasya ve İran’ın kuzeybatısında Türk kuvvetleri savaştan önceki yerlerine çekilecek, (Bu bölgede bir Ermenistan devleti kurulmasını öngören madde). 12- Hükûmet haberleşmeleri dışındaki her türlü haberleşme, îtilâf devletlerince denetlenecek, 13- Askerî ve ticarî kara ve deniz vâsıtaları ve malzemesi tahrip edilmeyecek. 14- Ülkenin ihtiyâcından fazla olan kömür, akaryakıt ve deniz levâzımâtı, îtilâf devletleri tarafından satın alınacak, 15- Bütün demiryolları îtilâf devletleri me’murlarınca denetlenecek; Kafkas demiryollarını ise, doğrudan doğruya îtilâf devletlerinin me’murları idare edecek ve Batum’un işgaline karşı durulmayacak. 16- Sûriye, Irak, Hicaz, Yemen, Trablus ve Bingâzi’deki Türk kuvvetleri en yakın îtilâf kumandanına teslim olacak. 17- Trablus’da ve Bingâzi’de bulunan Osmanlı zabitleri en yakın İtalyan muhafaza kıt’asına teslim olacak. Osmanlı hükümeti teslim emrine itaat etmedikleri takdirde muhâberât ve yardımlaşma kesilecek. 18- Mısır da dâhil olmak üzere Trablus ve Bingâzi’de işgal edilmiş bütün limanlar, îtilâf kuvvetlerine teslim edilecek. 19- Almanya ve Avusturya uyruklu sivil ve asker bütün vazifeliler bir ay içinde Osmanlı ülkesinden ayrılacak. 20- Ordunun terhis edilmesi üzerine elde kalacak silâh ve cephane, îtilâf devletlerinin talimatına göre muhafaza edilecek. 21- Îtilâf devletleri vazifelilerin çıkarlarını kollamak üzere, iaşe nezâretinde kontrol memurları bulunacak. 22- Îtilâf devletlerince esir alınmış Türkler hemen iade edilmeyerek şimdilik bulundukları yerlerde muhafaza edilecek. 23- Osmanlı Devleti merkezî hükümetlerle bütün münâsebetlerini kesecek. 24- Vilâyât-ı Sitte’de (Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Elazığ, Van, Bitlis) herhangi bir karışıklık çıkacak olursa, Îtilâf devletleri bu bölgede önemli gördükleri yerleri işgal edebilecek. 25- Taraflar arasında ateşkes durumu 31 Ekim 1918 günü öğle vakti başlayacaktır.
Mütâreke (ateşkes andlaşması) olmaktan ziyâde muahede (barış andlaşması) hüviyetinde olan ve Osmanlı Devleti’ni îdâm sehpâsına çıkaran Mondros mütârekesinden sonra, kendi menfaatlerini düşünen, harbin sonunda aslan payını ele geçirerek dünyâ siyâsetinde ön plânda rol oynamak isteyen İngiltere’nin tâkib ettiği siyâset, diğer îtilâf devletleri tarafından hoş karşılanmadı. Osmanlı Devleti’ni paylaşmak hususunda çıkar çatışmasına düşen müttefik devletlerin arası açıldı. Fransa, Almanya’nın parçalanmasını ve Alsas Loren’in kendisine verilmesini istedi, İngiltere ise, harb gücü ve donanmasını kaybeden Almanya’nın parçalanmasını istemiyordu. Çünkü, Avrupa’nın dengesi Fransa lehine bozulmuş olacaktı. Böylece İngiltere’ye Avrupa’dan gelebilecek en büyük tehlike Fransa’dan gelebilirdi. Bu sebeble İngiltere, parçalanmış bir Almanya değil, birleşik bir Almanya olmasını müdâfaa etmeye başladı. Almanya’nın parçalanmasını istemeyen Amerika ile de karşılaşan Fransa, İngiltere’ye karşı çıkmaya başladı. İngiltere’nin yakın şarkta tâkib ettiği İslâm âlemini parçalayarak himayesine almak isteğini de kendi menfaati açısından hoş görmeyen Fransa, kendi hissesine Suriye ve Kilikya’nın ayrılmasına rızâ göstermedi. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin parçalanması veya yıkılması durumunda, kapitülasyonlar sebebiyle en çok zarar görecek olan Fransa, İngiltere’nin Osmanlı Devleti’ni yıkma siyâsetine de karşı çıktı. İtalya’nın ise, gerek sömürgeler gerekse yakın şarkın taksimi hususunda İngiltere’yle arası açıldı.
Harbden sonra İngiltere’de iktisâdi bir buhran ve işsizlik baş gösterdi. Gizli emellerine Yunanistan’ı âlet etmek isteyen İngiltere, Yunan gelişmesini te’min ederek menfaat mikdârını arttırmak ve kendi menfaatlerini tehlikeye sokan belki de mâni olacak olan Türk mukavemetini kırmak, Türkleri de isteğine boyun eğdirmek için, İzmir’i Yunanistan’a bırakarak onu Anadolu’ya saldırtmak istedi.
Harbden çekilmiş olan Rusya’nın, Doğu Anadolu’da terk ettiği arazî hususunda da görüş ayrılıkları ortaya çıktı. İngiltere burada bir Ermenistan ve Kürdistan devletinin kurulmasını menfaatlerine uygun buluyordu. Fransa ve İtalya ise, aynı düşüncede değillerdi. Fransa kendisine mâl ettiği Kilikya’yı ermenilere terketmek istemediği gibi, ermeniler de İngiltere’nin kendilerine bahşetmek istediği yerleri kâfî görmüyorlardı.
Menfaat için çarpışan, harbi kazandıktan sonra en büyük menfaatleri ele geçirmek isteyen emperyalist İtilâf devletlerinin vaktiyle kendilerinden istifâde etmek için istiklâl ve hürriyet vâd ettikleri milletler de haklarını istediler.
Mondros mütârekesinin imzalanmasından sonra 8 Kasım 1918 günü Ahmed İzzet Paşa sadrâzamlıktan istifa etti. Yerine Tevfik Paşa sadrâzam tayin edildi. Hiç bir sebeb yok iken mütârekenin yedinci maddesini tatbike koyup 13 Kasım 1918’de İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden meydana gelen İtilâf donanması karaya asker çıkararak İstanbul’un muhtelif yerlerini işgal ettiler. Şehirdeki rumların-çılgın gösterileri ve Yunan bayrakları arasında “Zito=Yaşa” sesleriyle Îtilâf askerleri şehre girip yerleştiler. İtilâf kuvvetleri İstanbul’a girdikten sonra mütâreke muahedesi artık bir hiç oldu. Haydarpaşa’dan Ankara’ya kadar olan tren yolu güzergâhındaki istasyonlar; Karadeniz boğazından Batum’a kadar olan limanlarımız îtilâf devletleri tarafından işgal edildi; Zonguldak ve Ereğli’yi Fransızlar; Samsun, Merzifon, Batum ve Bakü’yü İngilizler işgal ettiler.
İngilizler 19 Nisan 1919’da Kars’ı işgal ederek, ermenilere verdiler. 20 Nisan’da Gürcüler Ardahan’ı, 29 Nisan’da İtalyanlar Antalya’yı, Yunanlılar 11 Mayıs’da Fethiye’yi, 15 Mayıs’da da İzmir’i işgal ettiler. Yunan barbarları karaya çıkar-çıkmaz fes giyen yahut “Zito Venizelos” demiyen masum ve silâhsız insanların hepsini hunharca katletmeye başladılar. O sırada otuz Türk zabiti şehîd edildikten sonra halktan bâzı kimseler denize atıldı ve dükkanlar yağma edildi. Bütün gün katliâm ve yağma ile geçti. Irzlara tecâvüz edildi. Kendilerini medenî sayan Avrupa ve Amerika ise, bu müdhiş sahneyi zevkle seyrettiler. İzmir’i işgal etmekle iktifa etmeyen Yunanlılar; Manisa, Salihli, Denizli ve çevresini de işgâl ettiler. İtalyanlar ise, Kuşadası’ndan başlayarak Muğla, Antalya ve Konya civarını işgale başladılar. İngiltere ve Fransa da taksim sonunda kendi hisselerine düşen yerleri işgal ettiler. Bu işgallerle beraber Millî Kurtuluş hareketi başladı.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mondros’tan Mudanya’ya (S. Tansel); cild-1, sh. 25 v.d.
2) Îzâhlı Osmanlı Târihi Kronolojisi; cild-4, sh. 450
3) Rehber Ansiklopedisi; cild-8, sh. 357
4) Türk Siyâsi Târihi (T. Ünal); sh. 473
5) Osmanlı İmparatorluğu Târihi; cild-14, sh. 153
6) Görüp İşittiklerim; sh. 153
7) İki Devrin Perde Arkası; sh. 170