Babası.................... : Birinci Abdülhamîd Han
Annesi.................... : Âişe Sîneperver Vâlide Sultan
Doğumu.................. : 11 Eylül 1779
Vefâtı...................... : 15/16 Kasım 1808
Tahta Geçişi............ : 29 Mayıs 1807
Saltanat Müddeti..... : 1 sene 2 ay 94
Halîfelik Sırası......... : 94
Osmanlı sultanlarının yirmi dokuzuncusu ve İslâm halîfelerinin doksan dördüncüsü. Sultan birinci Abdülhamîd Han’ın oğlu olup, 8 Eylül 1779 târihinde Aişe Sîneperver Vâlide Sultan’dan doğdu. Doğum merasiminde üç gün top şenliği yapıldı. Şehzâdeliğinde yüksek din ve fen bilgileri öğretilerek yetiştirildi. Amcası sultan Selîm Han’ın ıslâhat fikirlerine karşı çıkan bâzı devlet adamları yeniçerileri tahrik ettiler. Rumeli kavağında Kabakçı Mustafa’nın sevk ve idaresinde ayaklanan yamaklar, sultan üçüncü Selîm Han’ı tahttan indirerek şehzâde Mustafa’yı 29 Mayıs 1807’de sultan îlân ettiler.
Sultan dördüncü Mustafa’yı tahta çıkaran âsîler, işi çığırından çıkararak halkın mallarını yağmaladılar. İsyanın teşvikçisi Köse Mûsâ Paşa, sultan üçüncü Selim tarafdarlarını birer birer ortadan kaldırdı. Kabakçı Mustafa isyânına katılan âsîler, dördüncü Mustafa Han’dan korktuklarından, isyâncıların ele başıları hayatlarından emin olmak için 31 Mayıs’da ulemâya birer hüccet hazırlatarak, Pâdişâh’a imzâlattılar. İstanbul’daki isyân, Rus cephesindeki ordunun disiplinini bozdu. Orduda bulunan sultan Selîm tarafdârları Rusçuk âyânı Alemdâr Mustafa Paşa’nın yanına sığındı. Bu hâdiseler üzerine sadrâzam Hilmi Paşa azledilerek, Çelebi Mustafa Paşa sadârete getirildi. İsyân tarafdârlarının orduda işi çığırından çıkarmaları üzerine, Alemdâr Mustafa Paşa, beş bin kişilik bir kuvvetle ordu-yı hümâyûnun bulunduğu Silistre’ye giderek, ordunun intizâmını sağladı. Daha sonra tekrar Rusçuk’a döndü. Ordunun bu durumundan faydalanan Ruslar, bâzı kaleleri ele geçirdiler ise de, bu sırada savaş halinde bulunduktan Fransa imparatoru Napoleon karşısında zor duruma düşünce, Osmanlı Devleti ile 20 Ağustos 1807’de sekiz aylık bir mütâreke imzaladı. Bu mütârekeye göre, Rusya otuz beş gün içinde Eflâk, Boğdan ve diğer zaptettiği yerleri tahliye edip çekilerek, bir anlaşma imzalanana kadar Osmanlı orduları bu topraklara girmeyecekti.
İstanbul’da isyâncılar baskınlarını gün geçtikçe artırıyordu. Yeniçeriler söz vermelerine rağmen her işe karışıyordu. Hâdiseleri dikkatle tâkib eden sultan Mustafa Han, âsîlerin bir kısmını çeşitli bahane ve vazifelerle saraydan uzaklaştırdı. Âsîleri bütünüyle ortadan kaldırmanın çârelerini aradı. Diğer taraftan Rusçuk yârânı Alemdâr Mustafa Paşa’nın yanına giden üçüncü Selîm Han’ın tarafdârları, onu, sadrâzamlığı ele alması için teşvik ediyorlardı. Alemdâr Mustafa Paşa, bu nâzik işi yapabilmek için sultan dördüncü Mustafa’nın ve sadrâzamın îtimâdlarını kazanmaya çalıştı. Bu gaye ile Refik Efendi’yi İstanbul’a, Behiç Efendi’yi de Edirne’ye sadrâzamın yanına gönderdi. Bunların vazîfesi, Alemdâr Mustafa Paşa’nın Kabakçı Mustafa’yı cezalandırmaktan başka niyeti olmadığına ilgilileri inandırmaktı. Bunlar bu görevlerini başarı ile yaptılar. Bu sırada kapdân-ı derya Seyyid Ali Paşa da Alemdâr’ın tarafına geçmişti.
Sadrâzamla arasının düzelmesi üzerine Alemdâr Mustafa Paşa sefer işlerini görüşmek için Edirne’ye çağrıldı. Yapılan görüşmeler neticesinde ordunun İstanbul’a dönüp, eksikliklerinin tamamlanması kararlaştıranca, Edirne’den ayrılan sadrâzama, Alemdâr Mustafa Paşa 16.000 kişilik sâdık askeriyle yoldaşlık etti. Ordu İstanbul’a girmeden önce, Pınarhisar âyânı Hacı Ali Ağa, Alemdâr’ın emri ile Boğaz nâzırlığı yapmakta olan Kabakçı Mustafa’yı öldürerek kafasını sadrâzama yolladı. Kabakçı’nın öldürülmesi, saray erkânı ve yeniçeriler arasında büyük telâşa sebeb oldu. Sultan dördüncü Mustafa Han, 19 Temmuz 1808’de devlet ricali ile birlikte seferden dönen sancak-ı şerifi, İncili-Dâvûdpaşa arasında karşıladı. Aynı gün Alemdâr İstanbul’a girdi. Yamaklar korkularından kaçacak delik aradılar. Kısa zamanda İstanbul süt liman oldu. Zorbalar ortadan kaldırılmaya, fesatçılar sürülmeye başlandı. Sadrâzam Çelebi Mustafa Paşa, Alemdâr Mustafa Paşa’nın çalışmalarından memnun, fakat artan nüfuzundan tedirgin idi. Bu yüzden geriye dönmesini istedi. Alemdâr Mustafa Paşa da bunun üzerine 28 Temmuz günü on beş binden fazla askeri ile Bâb-ı âlîyi bastı. Sadrâzamın mührünü alarak kendisini ordugâhına gönderdi. Sultan Selîm’i tahta çıkarmak için saraya gitti. Bu esnada zorbaların baskısı ile sultan dördüncü Mustafa, üçüncü Selîm ve şehzâde Mahmûd’un öldürülmesi için ferman çıkarttı ve tahttan çekilmek istemediğini Alemdâr’a bildirdi. Bunun üzerine Alemdâr, zor kullanmaya karar verdi. Saray kapısı kırılmaya başlandı.
Zorbalar, harem dâiresinde ibâdetle meşgul olan sultan Selîm’e alçakça saldırdılar. Sultan Selîm, Nizâm-ı Cedîd çalışmalarında olduğu gibi, canını müdâfaada da yalnız kaldı. Hançer darbeleriyle son nefesini veren üçüncü Selîm’in vücûdunu Alemdâr’ın kırdırdığı kapının önüne bıraktılar. Kapı açılınca Sultan’ın cesedi ile karşılaşan Alemdâr çük üzüldü. Hizmetkârlarının yardımı ile hayâtını kurtaran şehzâde Mahmûd’u pâdişâh îlân etti. Alemdâr, ulemâ, devlet ricali ve ocak ağaları, sultan İkinci Mahmûd’a bîat ettiler. Dördüncü Mustafa Han, Topkapı Sarayı’na yerleştirildi.
Dördüncü Mustafa Han 14-15 Kasım gecesi meydana gelen Alemdâr Mustafa Paşa vak’ası sırasında yeniçerilerin saraya saldırmaları ve kendisini tekrar başa geçirmeye teşebbüs etmeleri olayı ile ilgili görüldüğünden şeyhülislâmın verdiği fetva gereğince öldürüldü. Dördüncü Mustafa Han, zekî ve tedbirli olmasına rağmen, üçüncü Selîm Han’ın başlatmış olduğu îmâr ve ıslâhatlara karşı olan devlet adamlarının te’sirinde kalmıştır. Nitekim bu sebeple onu tahta çıkaran zorbaların hakkından gelemedi. Keselerini doldurmak ve her biri bir mansıp kapmak isteyen zorbalar, devlet hazînesini yağmaladılar. Üçüncü Selîm’in Rusya seferine gönderdiği ordu başarılı neticeler alırken, Kabakçı isyânı ile Nizâm-ı cedîd tarafdârlarının öldürülmeye başlanması, orduda ikilik çıkardı ve hezimete dönüştü. Netîcede ordudaki ikilik, Alemdâr’ın İstanbul’a gelmesi ve ikinci Mahmûd Han’ı tahta çıkarmasıyla son buldu.
Sultan Dördüncü Mustafa Han Devri Kronolojisi
31 Mayıs 1807 : Pâdişâhla Kabakçı Mustafa arasında muahede imzalanması.
18 Haziran 1807 : Sadrâzam İbrâhim Hilmi Paşa’nın azli ile Çelebi Mustafa Paşa’nın sadârete getirilmesi.
25 Ağustos 1807 : Osmanlı-Rus mütârekesinin imzalanması.
28 Temmuz 1808 : Alemdâr Mustafa Paşa’nın sarayı basması, üçüncü Selîm’in şehîd edilmesi ve dördüncü Mustafa’nın tahttan indirilmesi.
15/16 Kasım : Dördüncü Mustafa Han’ın öldürülmesi.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Îzahlı Osmanlı Târihi Kronolojisi (İ. H. Danişmend); cild-4, sh. 88
2) Mufassal Osmanlı Târihi; cild-5, sh 2818
3) Büyük Türkiye Târihi (Y. Öztuna); cild-6, sh. 416
4) Osmanlı İmparatorluğu Târihi (Z. Danışman); cild-11, sh. 174
5) Rehber Ansiklopedisi; cild-12, sh. 334
6) Kâmûs-ül-a’lâm; cild-6, sh. 4310
7) Târihi Cevdet; cild-8, sh. 203 v.d.
8) Târih-i Âsım; cild-2, sh. 47.