Osmanlılar devrinde yetişen âlimlerden. İsmi, Mahmûd bin Osman bin Ali en-Nakkâş bin İlyâs Lâmiî’dir. 1472 senesinde Bursa’da doğdu. Babası Osman Çelebi, sultan İkinci Bâyezîd’in hazîne defterdârı idi. Dedesi Nakkâş Ali Paşa, devrinin en şöhretli câmi içi nakkaşı idi. Tîmûr Han onu Ankara savaşından sonra Semerkand’a götürdü. Bir müddet orada kalan Ali Paşa, Bursa’ya döndüğünde Yeşil Câmi ve Yeşil türbenin iç nakışlarını yaparak büyük hizmetlerde bulundu.
Lâmiî Çelebi, annesi Dilşâd Hâtûn tarafından yetiştirildi. Devrin büyük âlimlerinden, Molla Ehâveyn ve Molla Muhammed bin Hasanzâde’den tefsir, hadîs, fıkıh ilimlerini öğrendi. Muradiye Medresesi’nde öğretim gördü. Tasavvufa olan temayülü sebebiyle Şâh-ı Nakşibend Muhammed Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin yolundaki büyük velî, Seyyid Emîr Çelebi’nin derslerine katılarak, ona talebe oldu. Tasavvuf yolunda, o büyük zâtın teveccühleri, feyz ve bereketleri ile olgunlaşıp, kâmil bir insan oldu.
Fettâh Nişâbûrî’den tercüme ettiği Hüsn ü Dil adlı eserini Yavuz Sultan Selîm’e takdim eden Lâmiî Çelebi, sultan tarafından 35 akçe ile mükâfatlandırıldı. Daha sonra Ferhâdnâme’yi yazıp sultana takdîm edince, bir köy bağışlandı. Lâmiî Çelebi, sultandan herhangi bir mevkî ve makam istemiyerek, ömrünü faydalı eserler yazmaya ve tercüme etmeye hasretti. 1512 senesinde dört bin akçelik bir vakıf kurdu. 1531’de Bursa’da vefât edince, dedesi Nakkaş Ali Paşa’nın yaptırdığı mescidin avlusuna defnedildi. Günümüzde sâdece baş taşı kalan mezarında, girift sülüsle; “El-merhûm Şeyh Lâmiî bin Osman” yazısı vardır.
Lâmiî Çelebi, büyük âlim Molla Câmî hazretlerinin Şevâhid-ün-nübüvveve Nefehât-ül-üns adlı eserlerini tercüme ettiği için Câmî-i Rûm lakabıyla şöhret buldu. Nefehât’ı tercüme ettikten sonra, Anadolu evliyâsının hayatlarını da ekleyerek eserlerini genişletti. Şevâhid-ün-nübüvve’ye kendi araştırmasına dayanarak elde ettiği bilgileri ilâve etti ve esere te’lifî bir hava verdi.
Lâmiî Çelebi; manzum, nazımla nesir karışık ve mensur mâhiyette otuza yakın eser yazmış ve tercüme etmiştir. Eserlerinde cümleler kısa, sâde ve canlıdır. Nesir eserlerinde zamanın âdetine uyup, arada bir şiir de söylemiştir. Tercüme ettiği eserlerde manzum olanları yine manzum olarak, hattâ bâzı kere aynı vezinle Türkçe’ye çevirmiş ve bunda çok başarılı olmuştur. Bu bakımdan, Lâmiî, Türk edebiyatının nesir ve tercüme alanlarında ilk sırayı alan güzîde üstadıdır. Büyük bir kısmı tasavvuf ile ilgili olan eserlerinden bâzıları şunlardır:
1- Şeref-ül-insân: İnsanın niçin yaratılmışların en üstünü olduğunu, delillerle anlatan bir eserdir. Eserin kaynağı Arabça bir eser olmasına rağmen, Lâmiî Çelebi, kendi kültürüyle genişleterek te’lîf hüviyeti kazandırmıştır. 2- Îbretnümâ: Eserin birinci bölümünde nesirle yazılmış evliyâ menkîbeleri yer almaktadır. İkinci bölümünde ise, doğuda bilinen Hind, Çin, Arap ve İran hikâyeleri değişik biçimde anlatılmıştır. 3- Dîvân:Dîvân’ında 3 tevhîd, bir mirâciyye, iki na’t, bir Eshâb-ı kiram hakkında medhiye, birinci Selîm ve Kânûnî’ye yazılmış yirmi sekiz kasîde, üç terci-i bend, şehzâdeler hakkında üç mersiye, beş tezkiye, altmış beş murabba, yüz otuz beş gazel, on altı târih ve lugatlar yer almaktadır. 4- Risale-i tasavvuf, 5- Münâzarât-ı Behâr-üş-Şitâ, 6- Şerh-i Dîbâce-i Gülistan,7- Münşeât-ı mekâtip, 8- Hall-i muammâ-i Mir Hüseyin, 9- Risâle-i Aruz, 10- Menâkıb-ı Üveys-i Karnî, 11- Risâle-i Usûl minel Fünûn, 12- Mevlid-ir Resul, 13- Maktel-i İmâm Hüseyin, 14- Kıssa-i evlâd-ı Câbir, 15- Lugat-ı Manzume, 16- Risâle-i Bal, 17- Şehrengiz-i Bursa:Bursa’yı ve şairliğin özelliğini anlatan bir eserdir. 18- Vâmık ü Azrâ, 19-Risâle-i fâl, 20- Selâmân ü Ebsâl, eserlerinin büyük bir kısmının, İstanbul kütüphânelerinde yazma nüshaları bulunmaktadır.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyik-ı Nu’mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 431
2) Sehi Beğ Tezkiyesi; sh. 50
3) Tekiret-üş-şu’arâ; cild-2, sh. 830
4) Latîfî Tezkiresi; sh. 293
5) Sicilli Osmânî cild-4, sh. 86
6) Kâmûs-ül-alâm; cild-5, sh. 3973
7) Rehber Ansiklopedisi; cild-11, sh. 35
8) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; cild-4, sh. 177
9) Büyük Türk Klasikleri; cild-3, sh. 247, cild-4, sh. 141
10) Resimli Türk Edebiyatı (N. Sâmi Banarlı); cild-1, sh. 601