10 Ağustos 2018 Cuma

ANADOLU EYALETİ


Osmanlı Devleti’nin iki önemli taşra teşkilâtından biri. Dâima vezir rütbesinde Beylerbeyi tarafından idare edilirdi. Protokolde; Mısır, Budin ve Rumeli eyâletlerinden sonra dördüncü sırada yer almaktaydı. Rumeli eyâletinin 1362 senesinde kurulmasından sonra, 1393’de de Anadolu eyâleti kuruldu. Eyâletin merkezi önceleri Ankara idi. Yıldırım Bâyezîd Han 1393’de Kara Tîmûrtaş Paşa’yı Ankara’ya Anadolu vâlisi olarak tâyin etti. Fâtih Sultan Mehmed Han, tahta çıkınca o zaman Anadolu beylerbeyi olan Îsâ Bey’i bu görevden alarak yerine İshak Paşa’yı tâyin ettikten sonra beyliğin merkezi Kütahya’ya taşındı. Kânûnî Sultan Süleymân’ın şehzâdeleri Bâyezîd ve Selîm’in Kütahya’yı idare ettikleri 1550-1558 ve 1562-1566 seneleri arasında Anadolu eyâletinin merkezi tekrar Ankara oldu.
Sultan İkinci Bâyezîd devrindeki kayıtlara göre, Anadolu eyâletinin aşağıdaki on yedi sancaktan meydâna geldiği görülmektedir: Kütahya, Saruhan (Manisa ve yöresi), Hüdâvendigâr (Bursa ve çevresi), Aydın, Menteşe (Muğla ve çevresi), Bolu, Hamid (Isparta ve çevresi), Ankara, Kengırı (Çankırı ve çevresi), Kastamonu, Karahisar-ı sâhip (Afyon ve çevresi), Kocaeli (İzmit ve çevresi), Biga, Karesi (Balıkesir ve çevresi), Sultanönü (Eskişehir ve çevresi), Alâiye (Alanya ve çevresi), Teke (Antalya ve çevresi). Daha sonra on dört sancaklı bir eyâlet hâline getirilen Anadolu eyâleti, 1825’de çok küçülmüş, yine Kütahya merkez olmak üzere Afyonkarahisar, Sultanönü ve Ankara’dan İbaret kalmış, hattâ kısa bir süre sonra Afyon da hâriç bırakılmıştır. 1566 senesinden 1833’e kadar, Kütahya Anadolu eyâletinin merkezi olarak kaldı.
On altıncı asırda, Anadolu eyâletinin her bir sancağının kazaları, nahiyeleri, köyleri ve bunların nüfûsu, gelirleri ne çeşit ürünler yetiştiği, en mükemmel şekilde tapu-tahrir defterlerine işlenmiştir. Bâzı teşkilât defterlerinde de Anadolu eyâletinin sancakları yazılıdır. Bu teşkilât defterlerinden biri Elviye-i Vilâyet-i Anadolu başlığı altında Anadolu eyâleti ve buna bağlı sancaklara kimlerin tasarruf ettiğini ve senelik hâsılatını şu şekilde göstermektedir:

ELVİYE-İ VİLÂYET-İ ANADOLU

Sancağı
Kimin tasarrufunda olduğu
  Hâsılatı (akçe)
1- Kütahya
 Mîr-İ Mirân-ı Anadolu Behram Bey
  1.000.000
2- Teke....
İhtiyâr Bey
  400.000
3 Aydın.....
Lütfi Bey Emîr-i alem
  503.000
4- Menteşe
Ferhad Ferhad Bey Ser-i Şarabdaran
  450.000
5- Saruhan
Mehmed Bey
  325.000
6) Karesi...
Mehmed Bey Dâmâd-ı Ayas Paşa
 200.000
7) Biga.....
İbrâhim Bey veled-i Kurt Aydın Bey
 150. 000
8) Hamid..
Sinan Bey Ser-i Hayyâtin
210.000
9) Karahisar-ı Sâhib
 Okçu Sinân Bey
300.000
10- Ankara
Mehmed Bey veled-i Piri Paşa
 364.000
11- Kangırı
Mustafa Bey
315.000
 12- Bolu..
Mûsâ Bey veled-i Kızıl Ahmed
405.000
13- Kastamonu
Ahmed Bey
Ber resm-i zeamet
14-Sultanönü
Kâsım Bey
Ber resm-i zeamet
15- Hüdâvendigâr

 Hass-ı pâdişâhı.
16- Alâiye.
Sinan Bey Birâderi Yâkub Ağa
330.000
17- Kocaeli
İbrâhim Bey veled-i Ömer Bey
 162.000
Anadolu eyâleti, on altıncı asrın sonlarına kadar on yedi sancağını muhafaza etmiştir. Daha sonra üç sancağı başka yerlere bağlanmıştır. Önce Alâiye sancağı Kıbrıs eyâletine, daha sonra Biga ve Kocaeli sancakları ayrı zamanlarda Kapdan Paşa eyâletine bağlanmıştır.
İkinci Bâyezîd Han devrinde yapılan tahrirlere göre, Anadolu eyâletinde 103’ü zâim ve 7.500’ü sipahi olmak üzere 7.603 tımar sahibi vardı ve 5.372 cebelü ile birlikte bu sırada Anadolu beylerbeyinin emri altında savaşa iştirak edebilecek sipahi adaylarının mevcudu 12.975 civârında idi. Kânûnî Sultan Süleymân devrinde yapılan tahrîrlere göre, Anadolu eyâletinde 160 kaza, 154 nefs-i şehir ve kasaba 12.527 köy, 1887 cemâat bulunmakta idi. 1560-1580 seneleri arasında 5.372 olan cebelülerin sayısı 10.025’i bulmuştur. Bu da tımar sahihlerinin harbe götürmek mecburiyetinde olduğu cebelü adedinin büyük ölçüde arttığını göstermektedir. Anadolu eyâletinin sancak sayısı on dörde indirildiğinde 298’i zeamet ve 7.188’i tımar olmak üzere 7.486 kılıç tımar sâhibi bulunuyordu.
1533-1534 senesinde on yedi sancaklı Anadolu eyâleti’nin akçe olarak senelik genel hâsılat toplamı ve bu hâsılatın hak sahibi muhtelif zümreler arasında paylaşılma tarzı şu şekilde idi:
Pâdişâh hasları
26. 195. 423
Sipahi tımarları
34. 620.736
Bazdâr tımarları
 401. 788
Mustahfız tımarları
 2. 138.059
Müsellemlere terk edilen gelir
 1. 243. 316
Piyadelere terk edilen gelir
1. 413. 964
Canbazlara terk edilen gelir
  30.000
Selâtin evkafı
  5. 399. 995
Amme evkafı ve emlâk
  6. 341. 679
Yekûn
 79. 784. 960
1609 senesinde on dört sancaklı Anadolu’eyâletinde 195 zeamet, 7166 tımar olmak üzere toplam 7.311 kılıç ve cebelüleri ile beraber 17.000 asker bulunuyordu. On yedinci asırda ve daha sonraki asırlarda eyâlet teşkilâtı değişinceye kadar durum bu şekilde devam etmiştir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
 1) On altıncı Yüzyılda Anadolu Beylerbeyliği, Sancaklar ve Kâdılıklar Üzerine (M.Ç. Varlık, A.U.’nun Kuruluşunun Yirminci Yıl Armağanı, 4. Kitab, Ankara-1978); sh. 19
 2) Münşeât-us-Selâtîn (Feridun Beğ, İstanbul); cild-1, sh. 269
 3) Kütahya Şehri (t. H. Uzunçarştlı, İstanbul-1932)
 4) Sancaktan Eyâlete, 1550-1650 Arasında Osmanlı Ümerâsı ve il idaresi, (M. Kunt, İstanbul-1978); sh. 125
 5) Kavânîn-i Âli Osman Der Hulâsa-i Mezâmin-i Defter-i Dîvân, (Aynî Ali Efendi, İstanbul-1280); sh. 6, 7
 6) XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı (M. Ç. Varlık, Erzurum-1980, Basılmamış Doçentlik Tezi)
 7) Tabakât-ül-memâlik; vr. 11
 8) Netâyic-ül-vukûât; cild-1, sh. 125