9 Ağustos 2018 Perşembe

DURSUN FAKİH (Tursun Fakih)


Tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimi. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in bacanağıdır. Zamanın meşhur âlimlerindendir. Aslen Karamanlıdır. Hocası, evliyânın meşhurlarından, büyük âlim Edebâlî’dir. Çeşitli ilimleri bundan öğrenip, tasavvufda da yüksek dereceye kavuştu. Osman Bey zamanında savaşlara katılır, gâzilere imâmlık yapar, vâz ve nasîhat ederdi. Karahisar alınınca orada ilk Cuma namazını ve Eskişehir alınınca da ilk bayram namazını o kıldırdı.
Türkiye Selçuklu sultânının, İlhanlı Gâzân Han tarafından İran’a götürülmesi üzerine, Selçuklu Devleti parçalandı. Ortaya çıkan her bey; yer ve sancak aramaya başladı. Bu haber Osman Bey’e ulaşınca, o sırada mecliste bulunan Dursun Fakih Osman Bey’e şu teklifi yaptı: “Beyim! Cenab-ı Hak size, sığınacak yer arayan müslümanları biraraya toplayıp idare etmek basiretini ve gücünü ihsân etmiştir. Allahü teâlânın inayeti, duâ ordusunun himmet ve bereketi, gazâ ordusunun kuvvet ve kudretleriyle çevrenizdeki tekfurları dize getirip, birçoklarının topraklarını mülkünüze dâhil ettiniz. Şimdi sıra Anadolu topraklarını ehil olmayanların elinden kurtarıp, ahâlisini huzura kavuşturmaya gelmiştir. Müsâade buyurun da, adınıza hutbe okuyup, sizi sultan îlân edelim.” Osman Gâzî düşünüp, istişare etti. Dursun Fakih’e hak verdi. O gün Dursun Fakih, Osman Gâzî adına hutbe okuyup, beyinin sultanlığını îlân etti. Dursun Fakih okuduğu hutbelerde, vâz ve nasihatlerinde gâzilerin gazâ şevkini artırıcı sözler söyledi. Resûlullah efendimizin ve O’nun mübarek Eshâbının (radıyallahü anhüm), güzel ahlâk ve örnek yaşayışını anlatırdı. Osman Gâzî’nin seçme yiğitleri, Allahü teâlânın dînini yaymağa, insanlara merhametli davranıp zarar vermemeye çok gayret ettiler. Herkese iyilik edip, hayırlı amel işlediler. Nefslerini terbiye edip, ebedî saadete kavuşmak için gayret gösterdiler. Bu hususlarda Dursun Fakih’in askerler üzerinde büyük te’sirleri oldu.
Dursun Fakih, hocası Edebâlî’nin vefâtından sonra, onun dergâhında tâliblerine ders okuttu. Sorulan suâllere cevap verdi. Mühim devlet işlerinde onunla istişare edildi. Osman Bey’in oğlu Orhan Bey’in en yakın müşaviri o idi. Her işinde onunla istişare edip, “İstişare eden pişman olmaz” hadîs-i şerifi mû’cibince, devletin devamlı ilerlemesini, altı yüz yıllık Osmanlı Devleti’nin temellerinin sağlam bir şekilde atılmasını te’min etti. On dördüncü asrın ilk yarısında vefât etti.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
 1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye tercümesi (Mecdî Efendi); sh. 21
 2) Kâmûs-ül-a’lâm; cild-4, sh. 3020
 3) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; cild-10, sh. 97
 4) Tevârîh-i Âl-i Osman (Âşıkpaşazâde); sh. 18
 5) Osmanlı Târihi (Uzunçarşılı); cild-1, sh. 526