10 Nisan 2018 Salı

ÇIRAĞAN SARAYI


Osmanlı pâdişâhlarından Abdülazîz Han’ın, İstanbul’da Beşiktaş ile Ortakoy arasındaki kıyıda yaptırdığı büyük saray. Bugün sâdece dış duvarları ayakta kalan sarayın yerinde Sadrâzam Nevşehirli Dâmâd İbrâhim Paşa’nın zevcesi Fatma Sultan’ın ahşap sarayı vardı. Lâle devrinde (1718-1730) mum ve kandil ışığı ile aydınlatıldığı için bu semte Çırağan adı verildi. Saray, sonraları pâdişâhların yazlık ve ecnebi sefirlerle siyâsî görüşmelerin yeri olarak hizmet gördü. Sultan birinci Mahmûd, sultan üçüncü Selîm Han ve sultan İkinci Mahmûd Han zamanlarında tamir gördü ve çevresindeki mescid, mekteb ve binalarla genişletildi. Bugünkü Yıldız parkı, sarayın bahçesini teşkil ediyordu.
Sultan Abdülmecîd Han, 1859 târihinde bir saray yaptırmak gayesiyle bu sarayı yıktırdı. Yeni sarayın plân ve projeleri mîmâr Balyan tarafından hazırlandı. Sarayın inşâatı başlamak üzere iken, sultan Abdülmecîd Han vefât etti. Yerine geçen kardeşi sultan Abdülazîz Han, 1863 târihinde mîmâr Serkis Bey’e yeni sarayın inşâsını emretti. Kıyı boyunca 750 metre karelik bir alanda klâsik üslûpta yapılan saray, 1866’da tamamlandı. Beşiktaş mevlevîhânesi de istimlâk edilerek, saray sahasına ilâve ile eskisinden çok genişletildi.
Saray; san’at ile kullanılan malzemenin zenginliği ve çeşitliliği, iç süslemelerinin ihtişamı, mobilyaların fevkalâdeliği ve muhteşem saltanat kapısıyla, daha önce yapılmış Osmanlı saraylarından üstün olmuş, bir bakıma Avrupa saraylarını da geride bırakmıştır.
Sultan beşinci Murâd Han 1876’da tahttan indirilince arzusu üzerine Çırağan Sarayı kendisine ve ailesine ikâmetgâh olarak verildi.
1878 târihinde Çırağan Sarayı, Ali Süâvî’nin tertip ettiği baskın sebebiyle târihe Çırağan vak’ası adıyla geçti (Bkz. Çırağan Vak’ası).
Saray, İkinci Meşrûtiyette, sultan Reşâd Han’ın rızâ göstermemesine rağmen, 1909 târihinden başlayarak Meclis-i meb’ûsân’a tahsis edildi. Yıldız sarayından getirilen bir takım değerli eşyalar da buraya yerleştirildi. 19 Ocak 1910 târihinde çıkan bir yangın neticesinde saray tamamen yandı.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
 1) Osmanlı târih Deyimleri; cild-1, sh. 375
 2) Rehber Ansiklopedisi; cild-3, sh. 337
 3) Büyük Türkiye Târihi; cild-8. sh. 273
 4) Seyahatname (E. Çelebi); cild-1, sh. 448
 5) Târih-i Lütfî; cild-8, sh. 20
 6) Târih-i Atâ; cild-3, sh. 230
 7) İstanbul ve Boğaziçi (M. Ziyâ, İstanbul-1928)