Osmanlılar zamanında yetişen matematik âlimi. İsmi Ali bin Vâli bin Hamza olup, İbn-i Hamza adıyla meşhur oldu. On altıncı asırda yaşayan doğum ve vefât târihleri belli olmayan İbn-i Hamza Mağribi, aslen Cezâyirlidir. Hayâtı hakkında çok az bilgi olan İbn-i Hamza, bir müddet İstanbul’da kaldı. Bu zaman zarfında ilim öğrenip icazet (diploma) aldıktan sonra çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. Fevkalâde güzel Türkçe öğrenen İbn-i Hamza, İstanbul’da iken Tuhfet-ul-a’dâd li-zev-ir-Rüşdî ves-seded adlı matematik ve cebire dâir meşhur eserini o devrin Türkçesiyle hazırladı. 1590 (H. 999) târihinde sağ olduğu bilinmektedir.
İbn-i Hamza, çalışmalarında özellikle sayısal ve geometrik süreklilikler ve uygunluklar konusu üzerine ağırlık vermiş ve logaritma ilmînin gelişmesindeki temel konularda başarılı olmuştur. Bu çalışmalarında sayısal süreklilikler ile geometrik süreklilikler arasında bağlantı kurmuş ve ikisini birbirine tatbik etmiştir. Böylece o, logaritmanın geliştirmede hakîki öncüsü sayılmaktadır. İbn-i Hamza, matematik alanında çalışma ve araştırmalara kendisini ziyadesiyle kaptırdığından, hac farizasını edâ için gittiği Mekke-i mükerremede kaldığı müddet zarfında, hacılara matematik ve hesablama usûlleri hakkında ders vermiştir. Hacda iken diğer bir önemli eseri olan el-Mesdet-ül-Mekkiyye’yi hazırladı.
Mağribî, ilmî haysiyet ve dürüstlüğü ile meşhurdu. Sinân bin Feth Harrânî, İbn-i Yûnus, İbn-ül-Hâim, İbn-i Gâzi el-Meknâsî gibi devrin meşhûr âlimleri eserlerinde ondan bahsederken; bunu açıkça ifâde ile kendisinden istifâde ettiklerini, ilme yaptığı hizmetleri dile getirirler. İbn-i Hamza, zekâsının keskinliği ile de meşhurdu. Çok dikkatli olup, her sözü ve araştırmayı sahibine nisbet etmekte çok titiz idi.
İbn-i Hamza yazmış olduğu Tuhfet-ül-a’dâd li zev-ir-Rüşdî ves-seded’i modern bir sistematik anlayışı ile hazırlamıştır. Eser basitten mükemmele doğru, bütün hesaplama usûllerini ele almakta, yüzey ve hacim hesaplamalarının metodlarını ortaya koymaktadır. Bir giriş, dört makale, bir sonuç bölümünden meydana gelen ve Osmanlı Türkçesiyle yazılan eser, sultan üçüncü Murâd Han devrinde hazırlanmıştır. Giriş bölümünde matematiğin tarifi, sayılar teorisi ve özellikle onlu sayılar üzerinde durulmuştur.
Birinci makalede, asal sayılar ve bunlarla yapılan dört işlem hakkında bilgi verilmektedir. İkinci makalede; bayağı kesirler, kökler ve bunlarla yapılan dört işlem hakkında bilgi verilmekte ve asal sayıların kareköklerinin alınması üzerinde durulmaktadır. Ayrıca üslü sayılarla yapılan dört işlem usûllerini ve üçüncü, dördüncü kuvvetleri bulunan sayıların köklerinin alınması yolları îzâh edilmektedir. Üçüncü makalede; bilinmiyenlerin hesaplanması metodları üzerinde durulmakta ve bunun için de simetrik metodu ve olmayana ergi metodu uygulanmaktadır. Dördüncü ve son makalede ise geometrik cisimlerin ve şekillerin alan ve hacim hesapları, bunların usûl ve çözüm yolları üzerinde durulmaktadır. Sonuç bölümünde yazar, kendinden önce ve devrinde yaşayan matematikçilerin çözemediği geometri ve cebirle alâkalı problemlerin çözümünü anlatmaktadır. Bu problemler daha önce kimsenin ortaya koyamadığı matematik metodları ile çözülmüştür.
Bilim târihi araştırmacılarından Kadri Tûgân Turâs-ül-Arab-il-ilmi fir-riyâdât vel-felek adlı eserinde; “Tuhfet-ül-a’dâd li zev-ir-rüşdî ves-seded isimli eseri okuduğumuz zaman, İbn-i Hamza’nın matematik sahasında çalışıp derinleştiğini, bu alanda çok kıymetli eserler verdiğini, sayılarla ilgili daha önce bilinmeyen teoriler ortaya koyduğunu görürüz...” demektedir.
İbn-i Hamza muhtelif ilim dallarında çalışmış olmakla beraber, özellikle matematik alanında mütehassıs olmuştur. Bu çalışmaları onu çözülmesi güç problemlerin hallini kolaylaştıran logaritmanın temel bilgilerini bulmaya sevketmiştir. Batı ilim adamları John Haglen’i logaritmanın kurucusu olarak ortaya çıkartmışlarsa da, çalışmalarından ve eserlerinden İbn-i Hamza’nın modern logaritmanın kurucusu olduğu görülür. Logaritmanın esaslarını ortaya koyan Sinân bin Feth el-Harrânî ve İbn-i Yûnus es-Sadefî el-Mısrî, İbn-i Hamza’nın hocalarıdır. İbn-i Hamza bu zâtlardan öğrendiklerini sistematize etmiş ve bu alanda yeni keşifler yapmıştır. Batı ilim adamı Lord Milton; “Logaritma, Nagien’e âit bir haktır. Ondan öncekiler bu mevzuda hiç birşey bilmiyorlardı” demek suretiyle ilmî cehâliyetini ortaya koymuştur.
Bütün İslâm âlimleri gibi ilmî nezâkete sâhib olan İbn-i Hamza, eserlerinde son derece dikkatli ve haysiyetli davranmıştır. İlimde hizmeti olanların katkılarını Avrupalılar gibi kendine mâl etmemiş ve yaptığı İktibasların kaynağını teferruatlı olarak göstermiştir.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Târih-ur-riyâdiyyât indel Arab; sh. 140
2) El-Ulûm-ül-bahte; sh. 272
3) Osmanlı Türklerinde ilim; sh. 98
4) Osmanlı Müellifleri; cild-3, sh. 252
5) Osmanlı Târihi (Uzunçarşılı); cild-3, kısım-2, sh. 516
6) Mu’cem-ül-müellifin; cild-7, sh. 258
7) Brockelnann; sup; cild-2, sh. 536
8) Âsâr-ı bakiyye; cild-2, sh. 290