16 Mart 2018 Cuma

ASESLER


Osmanlı Devleti’nde şehirlerde geceleri dolaşan güvenlik kuvveti. Arabça “as” kelimesinin çoğulu olan ases, Osmanlılara İlhanlılardan geçmiştir. Bu teşkilâta ilhanlılar Devleti’nde “emâret-i ases” denirdi. Bu teşkilâtın başında, yeniçeri ocağını meydana getiren ortalardan yirmi sekizinci ortanın çorbacısı bulunurdu. Bu çorbacıya asesbaşı denirdi. Bugünkü mânâda emniyet müdürüne karşılık gelmektedir.
Asesbaşı idaresindeki asesler, geceleri asayişi te’min etmek için dolaşırlar, yasak yerlerde rastladıkları şüpheli kişileri yakalarlar, kimliklerini soruştururlar, suçlu olanları cezalandırırlardı. Suçsuz olanları ise yasak yerlerde dolaştıklarından ötürü para cezasına çarptırırlardı. Yeniçeri ağasının yakaladığı kimselerin hapsi ile asesbaşı ilgilenirdi. İstanbul içindeki Tomruklar ile Babacâfer zindanı da asesbaşınsn emri altındaydı.
Asesbaşı, başına yeşil çuhadan çatal kalafat, arkasına zağra yakalı ve yeşil dîvân kürkü, bacağına ak çakşır, ayağına da sarı yemeni giyerdi. Devlet merkezi olan İstanbul’da, biri Galata’da diğeri Suriçi’nde (İstanbul) olmak üzere iki asesbaşı vardı. Fakat İstanbul asesbaşısı üstün dereceli idi. Asesbaşı Bâb-ı âli’de bulunduğu için kendisinin yeniçeriağası dâiresinde bir emir eri bulunurdu. Yeniçeri ağası asesbaşına bu emireri ile emir gönderirdi. Diğer şehir ve kasabalarda da ases adı altında emniyet teşkilâtı ve buna âid vergiler vardı.
Asesbaşı, merasimlerde ve kapıkulu ocaklarının sefere çıkışlarında beş yüz kadar olan maiyyeti ile yolun iki tarafına dizilerek düzeni sağlardı. Veziriazam dîvânında ve vezîriâzamın İstanbul’da kol gezdiği zamanlarda bir kısım asesiyle birlikte asesbaşı da bulunurdu.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
 1) Osmanlı Târih Deyimleri Sözlüğü; cild-1, sh. 93
 2) Seyahatname (Evliya Çelebi); cild-1, sh. 517
 3) Kapıkulu Ocakları; cild-1, sh. 170
 4) Büyük Türkiye Târihi; cild-9, sh. 371