Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında yapılan bir andlaşma. 28 Mayıs 1812 senesinde Bükreş’te imzalandı. On sekizinci asrın sonlarında Fransa kralı Napolyon Ponapart Mısır’ı işgal etmişti. Rusya, Fransızları Mora’nın batısındaki adalardan; İngiltere de Mısır’dan çıkarmak için Osmanlı Devleti ile anlaştılar. Bundan sonra Osmanlı ve İngiliz donanmaları Mısır kıyılarını kuşattı. Osmanlı-Rus kuvvetleri de Mora’nın batısındaki adalarda Fransızlara karşı çarpıştı. Netîcede bu bölgede Rusya’nın nezâreti altında Osmanlı Devleti’ne bağlı yedi Ada Cumhuriyeti kuruldu Fransızlar, Osmanlı-Rus-İngiliz ittifakı karşısında Mısır’dan çekildi. 1802’de Osmanlı-Fransız sulhu gerçekleşti. Osmanlı-Rus-İngiliz ittifakı, Fransızların Mısır’dan çekilmesinden sonra da devam etti. Ancak Rusya baştan beri devam ettiği üzere Osmanlı Devleti aleyhindeki düşmanca siyâsetini değiştirmedi. Bu sırada Osmanlı Devleti 1804’de ortaya çıkan Sırp isyânını bastırmakla meşgul idi. Rusya ise Sırbistan’ın Eflak-Boğdan gibi imtiyazlı bir beylik hâline gelmesini istiyordu.
Eflak ve Boğdan beyleri de Rusya ile işbirliği yapmışlardı. Bu hareketleri üzerine Osmanlı Devleti Eflak ve Boğdan beylerini azledip vazifeden uzaklaştırdı. Yerlerine başka beyler tâyin edildi. Boğazları da Rus donanmasına kapattı. Bu hâdiseler üzerine Rusya, Osmanlı Devleti’ne karşı 1806 senesinde savaş açtı. Osmanlıların Rusya ile savaşa girmesini istemeyen İngiltere, azledilen Eflak-Boğdan beylerinin yerlerine iadesini ve boğazların Rus donanmasına açılmasını istedi. Bu teklif kabul edilmezse, İngiliz donanmasının Çanakkale’ye gönderileceği tehdidinde bulundu. Osmanlı Devleti, Rus ve İngiliz tehdîdlerine aldırmadı. Rusya’ya karşı savaş îlân etti ve Tuna boylarına ordu gönderdi. Netîcede Ruslarla yapılan savaşta, Ruslar; Hotin, Bender, Kili ve Akkerman kalelerini aldılar, fakat Bükreş civarında Osmanlı kuvvetlerine yenildiler. İsmâil kalesi önünde de bozguna uğradılar. Fakat bu sırada İngiliz donanması Çanakkale boğazını geçerek İstanbul önlerine geldi. İngilizler bir elçi ile tekliflerinin kabul edilmesini istediler. İngilizlerin bu isteklerine red cevâbı verilip, hemen savunma hazırlıklarına başlandı. İstanbul sahillerine binden fazla top yerleştirildi. Diğer taraftan da, Çanakkale boğazının tahkimatına başlandı. İngiliz donanması kumandanı hiç bir şey yapamayacağını anlayınca, önce adalara çekildi sonra da büyük sıkıntılarla 1807’de Çanakkale boğazından çıkıp gitti, İngilizler bu başarısızlığın acısını Mısır’dan çıkarmak istediler. İskenderiye ve Rosetta’yı işgal ettiler. Ancak Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın sert taarruzları karşısında tutunamayıp Mısır’ı terketmek zorunda kaldılar. Bu hâdise üzerine Osmanlı Devleti, İngiltere’ye savaş îlân etti. Diğer taraftan Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Tuna boylarında şiddetli bir savaş sürüyordu.
Sadrâzam Ağa İbrâhim Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu Silistre’de, Rusçuk âyânı Alemdâr Mustafa Paşa da Rusçuk cephesinde savaşıyordu. Bu sırada İstanbul’da Kabakçı Mustafa isyânı çıktı. Sultan üçüncü Selîm Han tahttan indirilerek 1807’de dördüncü Mustafa Han pâdişâh îlân edildi. Hâdise Tuna boylarında Ruslara karşı savaşan yeniçeri askerleri tarafından duyulunca orduda isyân başladı. Sadrâzam Ağa İbrâhim Paşa’yı da ordudan uzaklaştırdılar. Neticede Osmanlı ordusu dağıldı. Rusya için İstanbul yolu açılmış, önünde bir engel kalmamıştı. Bu sırada Napolyon, 1806’da Yena’da Prusya’yı yendikten sonra Rusya tarafına girmiş, Eylau ve Friedland savaşlarında bu devleti yendikten sonra çar birinci Aleksandr ile Tilsit’te bir andlaşma imzalamıştı. Bu andlaşmanın maddelerinden biri de Osmanlı-Rus savaşına derhâl son verilmesi ve mütâreke yapılması idi. Bu sebeble ateşkes îlân edildi. Tilsit andlaşması hükümlerine uyan Rusya, yedi adadan askerlerini çekti ve Fransızlar bu adaları işgal etti. İşgalden sonra da adaların Fransa’ya, Ragusa’nın da İtalya’ya bağlandığı îlân edildi. Bu hâdise, Tilsit andlaşmasında gizli maddelerin bulunduğu ve Fransa’nın dostça davranmadığını ortaya çıkarıyordu. Rusya da, mütâreke şartlarına uymadı. Eflak ve Boğdan’dan askerlerini çekmediği gibi yeni kuvvetler de gönderdi. Paris’teki Osmanlı elçisi barış için Napolyon’a gönderildi ise de iyi netice alınamadı. Fransa’nın Osmanlı Devleti aleyhindeki emelleri, Osmanlı Devleti’nin İngiltere ile ittifak yapmasına sebeb oldu. Rusya ise Eflak-Boğdan’ı ısrarla istiyordu. Bu sebeble Osmanlı-Rus savaşı yeniden başladı. Yapılan Silistre savaşında Ruslar yenildi ve Tuna’nın karşı kıyısına çekildiler. Ertesi sene tekrar kanlı savaşlar başladı. Bu durum karşısında Ruslar, Fransızlarla aralarının açık olması ve Napolyon’dan çekindikleri için, bu savaştan acele bir netice almak veya Osmanlı Devleti ile barış yapmak istiyorlardı. Çünkü Rusların Fransızlarla savaşa girmesi kaçınılmaz bir hâl almıştı. Bunun farkına varan Rus çarı birinci Aleksandr, Osmanlıya önceden teklif etmiş olduğu andlaşmanın maddelerini hafifleterek andlaşma istedi. Bu sırada Ruslara karşı savaşan Osmanlı sadrâzamı, ordusunun daha fazla dayanamayacağını görerek barış teklifini kabul etti. Neticede 28 Mayıs 1812’de Bükreş’te andlaşma imzalandı. Andlaşma, Osmanlı Devleti adına sadâret kethüdası Seyyid Mehmed Sa’îd Gâlib Efendi, İbrâhim Selîm Efendi, yeniçeri kâtibi Abdülhamîd Efendi ve Rusya adına da Andrey İtalinsky, ivan Sabaniyev ve Osip Fanton imzaladılar.
Bükreş andlaşmasının maddeleri şunlardır:
1- Prut ırmağı ve Tuna’nın sol sahili, Osmanlı-Rus sınırı olacaktır.
2- Tuna sularında iki devletin ticâret gemileri dolaşabilecek, Rus savaş gemileri Kili boğazından Prut ırmağının Tuna ile birleştiği yere kadar gidebilecektir.
3- Rusya; Eflak, Boğdan ve Tuna adalarını Osmanlı Devleti’ne bırakacaktır.
4- Osmanlı Devleti İki sene müddetle Eflak-Boğdan halkından vergi almayacaktır.
5- Rusya’ya bırakılan toprakların müslüman halkı, isterlerse Osmanlı topraklarına göç edebileceklerdir! Aynı hak, Osmanlı topraklarında kalan hıristiyanlar için de kabul edilmiştir.
6- Sırbistan’daki kaleler ve mühimmat Osmanlı Devleti’nin elinde bulunacak; Sırplar içişlerini ve vergilerini kendileri düzenleyeceklerdir.
7- Anadolu tarafındaki sınırlar eskisi gibi kalacak ve Rusya işgal ettiği yerleri boşaltıp Osmanlı Devleti’ne geri verecektir.
Bükreş andlaşması neticesinde 1806’dan beri devam eden Osmanlı-Rus savaşı sona erdi. Rusya’nın Fransa tehlikesine karşı tedbir almak durumunda olması, Osmanlı Devleti’nin daha fazla toprak kaybını önledi. Tuna’dan geçiş hakkı ve Baserabya’yı vermekle kurtulmuş oldu. Rusya’nın Rumeli’deki Osmanlı toprakları üzerinde nüfuzu arttı. Sırplara içişlerinde muhtariyet verilmesi, Balkanlarda kavmiyetçilik akımlarının başlama sebeblerinden biri oldu. Osmanlının dış siyâsetinde Avrupa devletlerinin te’sirleri daha çok görülmeye başlandı.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Târih-i Cevdet; cild-7, sh. 250
2) Îzahlı Osmanlı Târihi Kronolojisi; cild-4, sh. 83
3) Siyâsî Târih (Rıfat Uçarol); sh. 60
4) Osmanlı İmparatorluğu Üzerindeki Boğazlar Meselesi (Cemâl Tukin, İstanbul-1947); sh. 108
5) Devletlerarası Hukukî ve Siyâsî Târih Metinleri (N. Erim, Ankara-1953) cild-1, sh. 235